97/13, Eskişehir ‘de başlayan bir müzikal serüven, ekseriyetle de orada çalmaya devam eden bir müzik kolektifi. Bu hikaye; beni ilk gençliğimi geçirdiğim Eskişehir’den ve İstanbul’a geldiğim zamanlarda, Banliyö. Fanzin‘i çıkarma uğraşları sırasında tanışıp arkadaş olduğum Mustafa Geyik ve Ömer Berk Yüksel’den yakalıyor. Geyik’le Eskişehir, Peyote, Perec ve 97/13’ün gelişimi üzerine konuştuk:

 

 

Nedir bu 97/13 ?

 

Her şey Ömer ve benim ortak arkadaşımız Gözde sayesinde tanışmamızla başladı. O sıralar ben İstanbul’da üniversite sınavlarına hazırlanıyordum. Ömer halihazırda Anadolu Üniversitesinde Endüstriyel Tasarım okuyordu. Eskişehir’de canı sıkılıyor olmalıydı ki sıkça İstanbul’a konserlere geliyordu. Bu sayede samimi olmaya başladık. Benim de Anadolu Üniversitesi İletişim Tasarımı bölümünü kazanmamla ev arkadaşı olduk. Ortak zevklere sahip insanlar olduğumuz için sürekli muhabbet edip planlar yapıyorduk fakat bu planları hayata geçirecek motivasyonunu bir türlü sağlayamamıştık.

 

Bir gün ben evi kurcalarken üzerinde “97/13 maymunun yapamayacağı bir şeydir bu” yazılı bir stencil kalıbı buldum ve Ömer’e bunun ne olduğunu sordum. Kalıbın ölü doğan bir street art ekibinden hatıra olduğunu söyledi. Street art ekibi için isim arayışında olan Ömer, arkadaşından bir sayfa ve satır sayısı söylemesini istemiş ve 97/13 cevabını almış. O sıralar okuduğu Georges Perec’in “Uyuyan Adam” kitabının 97. sayfasının 13. satırını açmış ve “maymunun yapamayacağı bir şeydir bu” cümlesine denk gelmiş sonrasında bunu isim olarak kullanmaya başlamışlar.

 

Perec’in “Uyuyan Adam”ı benim için de önemli kitaplar arasındaydı ve bu rastgelelik çok hoşuma gitmişti. Yapmayı planladığımız şeyleri 97/13 ismi altında yapmaya karar verdik ve ilk olarak dinlediğimiz müzikleri insanlarla paylaşabileceğimiz bir internet radyosu olarak yayın hayatımıza başladık. Yaklaşık bir ayın sonunda hemen hemen her gün yayını olan bir internet radyosuna dönüşmüştük. Zamanla 97/13 olarak, insanların ilgisini çekmeye başladık ve ekibimiz de genişlemeye başladı. Bu da beraberinde yeni fırsatlar doğurdu ve ilk dj setimizi Ankara Araftafaray’da gerçekleştirdik. 2015 yılının Şubat ayında 97/13’ü bir kültür sanat portalı haline getirmeye karar verdik.

 

Birinci yılımızı ise Peyote Eskişehir’de düzenlediğimiz bir dj setle kutladık. Karşılaştığımız kalabalık ve aldığımız reaksiyon bizi fazlasıyla heyecanlandırmıştı. Fiziksel ortamdaki heyecanı sanal ortamda yakalayamayınca kültür sanat karmaşasından sıyrılmaya, hevesle inşa ettiğimiz şeyleri daha net ve özgün hale getirmeye karar verdik. Şu an ben, Ömer Berk Yüksel, Zaim Sancaktar, Levent Tanagöz ve Taha Kiremitçi’den oluşan beş kişilik kemik kadromuzla etkinlik odaklı bir müzik oluşumu olarak hayatımıza devam ediyoruz. İki yıldır aktif olarak Eskişehir başta olmak üzere İstanbul ve Ankara’da dj setler düzenliyoruz. İnternet ortamındaki varlığımızı da yine müzik odaklı olarak sürdürüyoruz.

 

Mustafa Geyik ve Ömer Berk Yüksel Sahnede

Neler çalıyorsunuz?

İlk başlarda radyo yayınlarından kalma bir özellik olarak setlerimiz genelde eklektik karakterde oluyordu. Fakat zamanla ekip içerisindeki herkesin müzikal kimliği oluşmaya ve oturmaya başladı. Ben ve Ömer genelde hip hop temelli setler hazırlarken Zaim ve Levent genel olarak techno setler hazırlıyor.

 

Hip hop temelli başlayan bir set techno devam edebiliyor. Setlerin sertliğine göre tam tersi de olabiliyor. Çalacağımız mekanların hazırladığımız setlerin karakterinde belirleyici etkileri oluyor. Tabii ki kendimizi bir çok farklı janrdan beslemeye devam ediyoruz. Dans müziği dışındaki janrlarda hazırladığımız setleri çalmak için özel alanlar yaratmaya çalışıyoruz. Ekip içerisindeki bu müzikal farklılıklar farklı kitleleri yakalamamızı sağlıyor. Bu sayede insanların yeni şeyler keşfetmesini ve farklı olana şans vermesini sağlayarak müzikal bir deneyim yaşatıyoruz.

 

 

Eskişehir’i ve müzik ortamını anlatır mısın? Nerelerde çaldınız mesela, çaldığınız diğer illerle bir kıyaslama yapabilir misin?

 

Ben de dahil olmak üzere ekibin büyük çoğunluğu büyük şehirlerde doğmuş ve yaşamış insanlardan oluşuyor. Bu yüzden Eskişehir’deki yaşantımızı yeterli bir yaşam alanı olarak görmemiz pek mümkün gözükmüyor. Evet Eskişehir’de benzer zevklere sahip olduğunuz veya beraber çalışabileceğiniz insanlara çok rahat ulaşabiliyorsunuz fakat Eskişehir bizim için bir konfor alanı. Eğer büyük şeyler başarmak istiyorsak bir yerde sevdiklerimizi öldürüp bu konfor alanını terk etmemiz gerekiyor.

 

Baktığınız zaman Eskişehir mekan açısından da çok kısıtlı bir yer. Genel olarak mekanlar müzikal kimliğimize uymuyor ya da teknik açıdan yeterli yerler olmuyor.

 

Bu sınırlılıklara rağmen Türkiye’deki müzik ortamı için Eskişehir en önemli yerlerden biri.Aklıma gelen ilk isimleri sayacak olursam Gevende, Ayyuka, Ağaçkakan ve M4NM tayfası gibi isimler bu şehirde doğdu diyebiliriz. Bu anlamda Eskişehir geçmişten günümüze müziğimiz adına birbirinden farklı janrlarda çok değerli isimler katmış ve katmaya devam edecek bir şehir. Bunun yanında güzel olan bir müziğin yolu mutlaka Eskişehir’den geçecektir.

 

Çaldığımız mekanlar arasında Eskişehir’de başta Peyote olmak üzere Sünger, Social ve HIP İstanbul’daysa Arkaoda ve Pixie var. Tabii ki aralarında bir kıyaslama yapıyoruz. İki şehrin de sahip olduğu kitle ve müzik kültürü birbirinden kalın çizgilerle ayrılıyor. Eskişehir’in kitlesi aynı eğlence anlayışına sahip belirli stereotiplerden oluşurken İstanbul, kozmopolit yapısından ötürü farklı kitleler ve kültürleri bir arada barındırabiliyor.

 

Peyote Eskişehir için neler söylersiniz? Etkinlikleriniz genelde orada gerçekleşiyor. Mekan, kitle ve işletme nasıl?

 

Peyote Eskişehir, müziği ve müzikal duruşuyla öne çıkan bir mekan. Yıllardır underground müziğin destekçisi olan ve günümüzde belirli bir başarıyı yakalamış isimlerin çıkmış olduğu bir basamak. Bu anlamda Peyote Eskişehir’e müzisyenler tarafından da büyük saygı duyuluyor. Peyote Eskişehir’in İstanbul’da dahil olmak üzere çoğu yerde erişemeyeceğiniz kalitede bir sahnesi var.

 

Bizim gerçek anlamda ilk sahne deneyimi yaşadığımız yer diyebiliriz. Onlarca konsere gittiğimiz bir yerde sahneye çıkmak bizim için çok kıymetli bir hissiyat. Biz de bu sahnenin hakkını vermek ve dinleyicilere herhangi bir dj setten farklı bir deneyim yaşatmak için Peyote Eskişehir’deki sahnelerimizi bir vj eşliğinde gerçekleştiriyoruz. Bu sayede müzikal bir deneyimin yanında görsel bir deneyim de yaşatıyoruz. Peyote Eskişehir’de geçekleştirdiğimiz etkinlikler hem bizim için hem de dinleyicilerimiz için diğerlerine göre daha özel bir konumda yer alıyor.

 

Peyote Eskişehir’in resident dj’leri olarak müdavimi olduğumuz yerin bir parçası olmak 97/13’ün müzikal gelişiminin bir göstergesi diyebiliriz. Peyote kalemiz!

 

Levent Tanagöz ve Zaim Sancaktar’ın Peyote Eskişehir Performansı

Aklınızda yeni projeler var mı? 97/13 etiketiyle neler göreceğiz gelecekte?

 

Çok yakın bir zamanda genel olarak dans müziği dışındaki janrlarda hazırladığımız ve mekanlarda çalamadığımız setlerimizi de insanlara ulaştırmak için internet sitemiz üzerinden live yayınlar gerçekleştirmeye başladık. Bu yayınları farklı farklı ortamlarda ve farklı dj’lerle gerçekleştirerek gezici bir hale getirmeyi hedefliyoruz.

 

Bunun yanında mekan kültürünün dışındaki yerlere de müziğimizi ulaştırmak için pop-up etkinlikler yapmayı planlıyoruz.

 

Müziğin prodüksiyon kısmında da yer alarak daha özgün işler yapmak motivasyonuyla yaşıyoruz.

 

Eskişehir dışındaki şehirlerde etkinlikler yaparak farklı şehirlerden ve kültürlerden beslenmek, daha büyük sahnelerde performanslar sergilemek istiyoruz ve bunun için çalışıyoruz.

 

 “maymunun yapamayacağı bir şeydir bu”

 

97/13