“… Müzik buradaydı –kafamın içinde- Müziğin güzelliği budur işte, onu sizden alamazlar. Hiç müzik için böyle hissetmemiş miydiniz? Dünyada taştan olmayan ve kimsenin sizden alamayacağı şeyler vardır… Umut gibi…”
Andy, Shawshank’ta, hapishane müdürünün odasından yaptığı Mozart – Le Nozze Di Figaro yayınının ardından aldığı iki haftalık hücre hapsi cezasından sonra, iki hafta boyunca Mozart’ın onu hiç yalnız bırakmadığını anlatan bu cümleyle geri döner arkadaşlarının kahvaltı masasına.
Yaşamak istiyorsak umutla organik bir bağımız olması gerekiyor. Biz de bu nedenle, farketmeden ummak üzerine kuruyoruz hayatlarımızı. “… olunca daha iyi olacak.” “O benim gibi olmayacak.” “Bu sefer farklı olacak…” Siz bakmayın bu cümlelerin kesinlik edasıyla söylenen gelecek zaman kipleri oluşuna, bu cümlelerle başlıyor başarı veya hayal kırıklığı hikayelerimiz.
BENİM HALA UMUDUM VAR – MAZHAR ALANSON
Benim hâla umudum var, isyan etsem de istediğim kadar
İnat etsem bile birakmazlar sahibim var
Benim hâla umudum var, seviyorlar bazen soruyorlar
Hayran hayran seyret ister katıl ister vazgeç
Güzel günler bizi bekler eyvallah dersin olur biter …
Umudun “hala” var olması, içinde bulunan vaziyetin negatifliğini bize anlatan bir olgu. “Üstesinden gelemeyeceğini düşünsen de, gelebilirsin!” Demenin kısaltılmış hali. Tamam kabul etmek gerekir çok fazla düş kırıklıklarıyla karşılaşıyoruz. Umudumuzun kalmadığını hissettiğimiz çok an oluyor ancak bu ruh halini, neden umut etmemiz gerektiğini hatırlamak için kullanmamız gerekiyor. Aslında yumurta mı tavuktan yoksa tavukların yumurtadan doğaya gelmesi meselesindeki destek kim tarafından sağlanıyor hikayesi bu.
Umudu güzelce sarıp sarmalayıp, uzak tutumamız gereken diğer mevzu Godot veya “Umut Müzik”i kurtarıp Vatoz Müzik haline getirecek Firuze’yi beklemek. Havuzda topuklara sıkılan bir ortamda Firuze gelmez ama yine de inatla beklerseniz sonu intihar olur ki onu bile doğru düzgün beceremezsiniz. Bunlar kara mizahla hatırlatmak için yazılıyor ama “enseyi karartmamak” ile kastedilen bu değildir. Umut edin, mucize beklemeyin.
GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ – NAZIM HİKMET RAN
…
Hani şimdi bizim soframıza
Haftada bir et gelir
Ve
Çocuklarımız işten eve
Sapsarı iskelet gelir
Hani şimdi biz
İnanın güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz …
Benim yazdığım Nazım Hikmet Ran’ın umududur. İstersen yerden bir çöp alarak tüm ülkenin tertemiz olacağını hayal et, istersen iğneyle kuyu kazabileceğini düşün. Bir emek harca ki senin “hala umudun olsun”. Benim yazdığım; İstiklal Caddesi’nin asla tükenmeyeceğine inanmaktır, bilmektir.
Umudunuzu sürekli arttıracak güzellikler yaşayacağınız bir yıl olmasını dilerim.
“… Unutma Red, umut iyi bir şeydir. Belki de en iyi şeydir. İyi bir şey asla ölmez.
Bu mektubun sana ulaşmasını istiyorum. Umarım seni bulur.
Dostun, Andy.”